En Yenilerden Seçme 5 Başlık

Son Eklenen 5 Haber

Türk oyun yapımcılarından son haberler

Son 5 PC İncelemesi

Pilli Network Oyun Haberleri

Halo 2 : Oyun İncelemesi

Konsol sahipleri onun kulağını her daim çınlatıyor olsa da, aradan geçen onca yılın ardından bir PC kullanıcısı olarak kendilerine "eski dost" tabiriyle hitap etmemin yerinde bir karar olacağına inanıyorum. Çünkü Master Cheif "monitör ekranını" ziyaret etmeyeli nereden bakarsak dört kocaman yıl geçmiş. Kuraklığın oyun dünyasında da sıçradığı şu günlerde tamamen eksi moda bir "birinci kişi bakış açılı ateş etmece" oyununa kimse hayır demez herhalde. Bir de bu oyun Xbox'la özdeşleşmiş bir isme sahipse, Halo'nun bu ikinci PC çıkarmasına seyirci kalamayacağınızdan adım gibi eminim.

Yalnız ilk denemesinde Halo'nun Xbox'ta ki kadar PC kullanıcılarını da kendine hayran bırakabildi mi diye hatırlayacak olursak, bu tabi biraz öznel bir soru olur. O yüzden bunu çok fazla kurcalamak istemiyorum. Ama gördüğüm kadarıyla Sayın Bungie, Halo 2 için fazlaca ders çıkarmış gibi duruyor. Çünkü uyarlama olmasına rağmen böylesine iddialı bir şekilde karşımıza çıkması beklentilerin de had safhaya taşınmasına neden oluyor. Tabi oyunu yıllar evvel Xbox'ta deneyenler için birçok şey sürpriz olmayacaktır. O yüzden bu konuda fazla dil dökmeye gerek görmüyorum. Halo'yu büyük keyifle oynayan bizler için Halo 2'nin de aynı oranda başarılı olacağına inanmak zor değil.

Halo Dayı

Teknik ayrıntılara hemen geçmeden önce oyunun senaryosu hakkında bir iki bir şey söyleyelim. Özellikle konunun işleyiş şekli çok hoşuma gitti. İlk birkaç bölüm Master Cheif ile senaryoyu kaldığı yerden devam ettirdikten sonra karşı tarafın kontrolünü ele alıp, temelde bağlantılı fakat bambaşka sayılabilecek bir maceraya daha atılmak gerçekten çok iyi olmuş. Daha önce birçok oyunda gördüğümüz bu uygulamayı Halo serisinde de tecrübe etmek oyunun başarısı açısından gerçekten çok önemli. Her ne kadar oynayışta büyük farklılıklar yaşanmasa da senaryoyu birde karşı tarafın gözünden görmek beraberinde oyuncunun nefes almasını sağlayacaktır.

Sakın yanlış anlamayın. Oyuna sıkıcı demek istemiyorum. Bence yapımcıların oyunu bu şekilde tasarlamaları yine çok yerinde bir karar olmuş. Bunun tekrar oynanabilirliğe de etki ettiği çok açık. O yüzden oyunun senaryosunu daha doğrusu senaryonun anlatım şeklinden memnun kaldığımı belirtebilirim. Tabi bunda videoların etkisini unutmuyoruz.

Parlayan İnsanlar...

Baştan belirtmek istiyorum oyunun grafikleri konusunda aşırı bir beklentiniz olmasın. Elbette kafadan grafiklere kötü demek istemiyorum ama kontrol elime verildiği ilk anlarda kaplamalar konusunda küçük çaplı bir hayal kırıklığı yaşadığımı itiraf etmek istiyorum. Konsoldan PC'ye çevrilen oyunların alışılageldik problemlerinden biri yine bu sorun olsa da böylesine isim yapmış bir oyunun PC'de daha yakışıklı görünmesini dilerdim. Hatırlar mısınız bilmem ama ilk Halo'nun da sayılı eksilerinden biriydi bu. Neyse, ilk oyunla Halo 2'yi grafiksel bağlamda karşılaştırdığımız zaman arada dağlar kadar fark olduğunu görmek zor değil. Halo 2'nin Xbox için piyasaya çıktığı tarihi göz önünde bulundurduğumuzda 3 yıl gibi bir sürenin geride kaldığını görüyoruz. Her ne kadar PC'ye çeviri yapmak için biraz geç kalındığını düşünsem de oyunun "yeni nesil grafik teknolojisi" mevzusunu kenarından köşesinden yakalayabildiğini belirtebilirim. Grafikleri ilk gördüğümüz anda bunu hissedebiliyorsunuz.


Öncelikle oyunun gerçekten çok temiz bir grafik kalitesi var. Sürekli canlı renklerin kullanımını da buna eklediğimizde pırıl pırıl kareler ekrana yansıyor. Yalnız başta da dediğim gibi grafik motorunun yüksek not alabilmesi için sadece bunlar yeterli değil tabii ki. Hayal kırıklığına uğramanıza sebep olabilecek başlıca neden elbette grafik motorunun yaşı olacaktır. Eğer oyun konsol ve PC için aynı zamanlarda piyasaya çıksaydı Xbox'ta yaşattığı efsaneyi PC kullanıcıları içinde yaratabilirdi. Ama maalesef oyunda son 3 yıl içerisinde çıkmış olan diğer iddialı FPS oyunda olmayan hiçbir yeni efekt veya grafik kalitesi göremiyoruz.

Yazının devamını okumak için tıklayınız. (TrGamer.Com / Ateş C. Yeşille)

Transformers: The Game

Mitolojik çağlardaki Titan'lardan bu yana, devasa varlıklar insanlara hep çekici gelmiştir. Modern çağların mitolojisi sayılabilecek, çizgi roman ve filmler de ise bu adet hala devam ediyor. Voltran, Transformers ve Robotech, bir biri ardına yapılan bu üç devasa robot hikayeleri, dünya çapında büyük bir hayran kitlesine sahip. Bunlar içersinde özellikle Transformers, günümüz dünyasına ve yaşam şeklimize uyum sağlayışıyla, daha fazla ilgi çekmişti. Şimdi, ise Stephen Speilberg ve gençken çizgi filmin hayranı olan Michael Bay'in elinden, bu robot efsanesi beyaz perdeye aktarıldı. Filmin konusuyla yer yer paralel giden Transformers The Game'de bilgisayarlarda yer edinmeye hazır...

Cybertron adlı gezegen teknolojik ve kültürel olarak, dünyamızdan milyonlarca yıl ileridedir. Burada sadece makineler ve robotlar yaşar. Bin yıl önce, buradaki en baskın iki ırk iyiliğin koruyucusu Autobotlar ve sadece yıkım isteyen Decepticonlar Allspark adlı bir cihaz için savaşa tutulurlar. Allspark, tüm mekanik cihazları canlandırabilecek bir güce sahiptir. Transformers'larında yaşamlarının kaynağı yine bu cihazdır.

Decepticon lideri Megatron bu cihazı kullanıp, Cyberton'u ele geçirmek ister, Autobot lideri Optimus Prime ise, en büyük düşmanının bu hayalini engellemeye çalışır. Uzun süren bir savaş sonucunda, Cybertron'da harap olmuş, gezegendeki yaşam kaynaklarının hepsi tükenmiştir. Optimus ise çareyi, Allspark'ı alıp gezegenden kaçmakta bulur. Bu cihaz dünyaya düşer. Dünyamız bu büyüklükte bir savaşa hazır değildir, ancak Megatron için bu kadar ilkel bir gezegenle karşılaşmak büyük bir şanstır. Decepticonlar Allspark'ı bulmak için dünyayı işgale başlar. Autobot ise ne pahasına olsa, ilkel insan yaşam formunu korumak için dünyamıza gelir.

İyiyle kötünün mekanik savaşı

Oyun tam bu noktada bize kontrolü bırakıyor. İki ırkta tıpkı çizgi filmde olduğu gibi, dünya koşullarına daha iyi ayak uydurabilmek için, günümüz araçlarını incelemeye başlarlar. Her biri, araba, uçak, helikopter gibi cihazlara dönüşmeye başlar. Transformers'ın özünü oluşturan değişim de zaten budur. Tranformers The Game'i açtığımız zaman, bizi müthiş bir animasyon karşılıyor. Hem genel olarak konuyu anlatıyor hem de karşılaşacağımız şeyleri görüyoruz. Oyunun animasyon kalitesi çok iyi olmuş. Görevler sıradanda karşımıza çıkan bu animasyonlar, en az filmin kendisi kadar kaliteli. Ana menüden bu iki ırktan birini seçerek oyuna başlıyoruz. İki taraf içinde ilk bölüm, eğitim amaçlı düzenlenmiş. Bir çok oyundaki gibi konuya salt iyilerin gözünden bakmaktansa, iki tarafı da kontrol etmek güzel bir detay olmuş.


Transformers The Game'de bir çok film oyunu gibi, bize devasa bir harita üzerinde istediğimiz gibi dolaşma imkanı sağlıyor. Tek bir tuşla istersek araç halimize, istersek de robot halimize dönüşüyoruz. Eğer Autobotları seçersek, görevimiz insanları korumak, etrafta olay çıkartan Decepticonları engellemek. Decepticonlarda ise tek görev önümüze geleni yıkmak. Özellikle bu ırk bol bol stres atmanızı sağlayabilir. Autobotlar'da insanları ve etrafı korumaya çalışıyoruz ama bir bina kadar boyu olan robotlarla bunu yapmak çok zor. İster istemez iki devasa robot bir biriyle karşılaşınca, çevreye büyük zarar veriyoruz.

Yazının Devamını Okumak İçin Tılayınız. (TrGamer. Com / Cem Süer)

Skull Kid - Oyun

Kabus 22 "Yıkım Günü" Modundan İlk Oyuniçi Görüntüler


Kabus 22 için hazırlanan Yıkım Günü modunun tanıtımı Intel Gamex oyun fuarında gerçekleştirildi. Ayrıca fuarda ziyaretçiler, henüz yapım aşamasında olan modu test etme fırsatını da yakaladı.

İşte Yıkım Günü modundan ilk oyun içi görüntüler:

http://www.youtube.com/watch?v=sdwCCvbyJHg&NR=1

http://www.youtube.com/watch?v=z-MoKu7oL0c&NR=1

Mod henüz yapım aşamasında. Bitirildiği zaman oyunu orijinal olarak edinen tüm Kabus 22 oyuncuları tarafından ücretsiz indirilip oynanabilecek.

Kaynak : http://www.oyunyapimi.org/

Pusu: Uyanış

Pusu: Uyanış, 3TE tarafından geliştirilerek, Yoğurt Teknolojileri tarafından dağıtılan, Türkiye'nin tür olarak ilk 3D aksiyon oyunudur. Yapımda Cinemedya'nın yardımı vardır. Oyun, 19 Mayıs 2005 tarihinde piyasaya çıkarılmıştır.

İlk olarak oyunun yapısı First Person Shooter olarak düşünülürken, daha sonradan Third Person Shooter olarak değiştirilmiştir.

Öykü

Fatih Yıldırım, NATO Belçika merkezinde görevli bir üsteğmendir. Fatih'in babası Refik Yıldırım, Türkiye'de zihinsel konular ile ilgili bilimsel araştırmalar yapan bir bilimadamıdır.

Refik zihin kullanımı üzerine yaptığı araştırmaları sırasında farkında olmadan geçmişi karanlık bir işadamı olan Fuat Erkaya ile ortaklığa girmiştir. Fatih'in ise gelişen olaylardan haberdar değildir.

Fatih, yorucu bir günün ardından odasında duş almaktadır. Aynı dakikalarda Aylin, İstanbul'daki evinden Fatih'i arar. Fatih duşta olduğundan telefonun sesini duymaz. Telesekreter devreye girer. Aylin telaşlı ve biraz da korkmuş sesi ile yanıtını bırakır:

"Fatih ben Aylin. Hemen İstanbul'a gelmen lazım. Burada garip şeyler oluyor. Babana günlerdir ulaşamıyorum. İşyerinde de garip olaylar oluyor.İstanbul'a geldiğinde detaylarını konuşuruz. Kendine dikkat et."

Fatih, duştan çıktığında mesajı dinler. Olanları araştırmak amacı ile İstanbul'a gitmeye karar verir. Gelişecek olaylar karşısında Fatih'in hayatı belki de kökünden değişecektir.

Minimum Sistem Gereksinimi

* OpenGL destekli 3D Hızlandırıcılı 32 MB ekran kartı
* Microsoft Windows 2000/XP DirectX 9.0c SSE destekli işlemci (Pentium III ya da AMD)
* 256 MB sistem hafızası
* 1 GB sabit disk alanı
* 4x CD-ROM sürücü
* Stereo ses kartı
* DirectX destekli fare ve klavye

3TE Games resmi sitesi: http://www.3tegames.com/
Yoğurt Teknolojileri resmi sitesi: http://www.yogurt.com.tr/

Kaynak : Wiki (http://tr.wikipedia.org/)